Diyarbakır’da kültür ve medeniyetler denince akla sayısız devlet gelmektedir. Diyarbakır’da kültür ve medeniyetler adı altında kaynaklara ulaşmak tarihin eskiliğinden dolayı güç olsa da elimizde olanlar, bir çok medeniyete tanıklık ettiğini gösteriyor.
Efkar basıyor yazmaya başlayınca, tarih ve yaşanmışlıklar, birde Diyarbekir ismi akla gelince. Nereden nasıl başlansa hep tam anlatılmamış, yazılmamış, gerçek değeri cümlelere yansıtılmamış hissi kaplıyor, insanın içini. Bir hüzünle başlar, bin olarak devam ederek… Değerini yansıtmaya çalışırken bile, insanın kendi cümlelerinin yetersiz kaldığını düşündüğü şehirdir Diyabekir. Kıyamettir Diyarbekir.
Bugün ki ismiyle Diyarbakır, bir çok olay ve tarihe tanıklık etmiştir. Bunun yanı sıra sürekli isim değişikliğine de maruz kalmıştır. Şehrin hakimi değişince ismini de değişmiştir.
Diyarbakır Milattan önce 14. Yüzyıldan bugüne kadar aldığı isimler
- Amidi
- Amid
- Amida
- Agusta
- Karaamid
- Karakale
- Karacakale
- Hamid
- Karahamid
- Diyarbekir
ve Diyarbakır gibi birçok isimle anılıp, tarihle yaşamıştır.
Diyarbakır bugün ki haliyle sadece bir şehir adı olarak bilinse de tarihte böyle olmadığı bir çok bölge için kullanıldığı, Diyarbakır merkezli geniş bir bölge olduğu da bilinmektedir. Bunlar şöyle gösterilebilir; Diyarbakır, Erbil, Erzen, Cizre, Silvan, Hani, Harran, Hasankeyf, Ceylanpınar, Habur, Rakka, Urfa, Siirt, İmadiye, Sincar, Muş, Mardin.. ve birçok bölge.
Ancak bugüne baktığımızda sadece Amed olarak bilinen şehir merkezinin ismi olarak söylenip yaşatılmaktadır. Diyarbakır’da yaşamış kültür ve medeniyetler değişikliğe uğramıştır bu yüzden.
Diyarbakır şehrinin bir çok medeniyete eşlik etmesinin haklı sebepleri vardır, böyle önemli ve stratejik bir noktada bulunması şehri sürekli cazibe merkezi haline getirmiştir. Değeri süregelen zaman içerisinde verilip şehri geliştirmiştir.
Bir diğer sebebi; düz bir ovada bulunması ve verimli topraklara sahip olmasıdır, dicle suları gibi önemli bir etken unutulmadan, tarımda ne kadar iyi bir avantaj olduğu da gözler önündedir.
Tarih sürekli verimli topraklar ve su alanları üzerine olan savaşlarla bilinmektedir, Dicle nehrinin şehrin ortasından geçmesi, şehri istila noktaları arasında olmaya itmiştir. Bu yüzdendir ki her devlet, bu değerli topraklara sahip olmak istemiştir. Ve sürekli savaşlara tanıklık etmiştir. Toprağın her karışı kanla sulanmıştır. Mezopotamya toprakları bu yüzden gün yüzü görmez. Hiçbir güzellik uğruna savaş verilmeden kazanılmaz. Ve o savaş bitmiyor… Güzellik (güzel günler )yaşanmayı beklerken.
Diyarbakır öyle bir noktada duruyor ki;
- Akdeniz Sahillerini Basra Körfezine bağlarken,
- Bitlis Van gölü havzası üzerinden İran ve Azerbaycana bağlanmaktaydı.
Diyarbakır’da Yaşamış Kültür ve Medeniyetler
- Huriler
- Mittaniler
- Asurlular
- Urartular
- İskitler
- Medler
- Persler
- Makedonyalılar
- Selökidler
- Partlar
- Büyük Tigran Devri
- Romalılar
- Partlar ve Romalılar
- Sasaniler ve Romalılar
- Bizans Devri
- Diyarbakırın Müslümanlar tarafından Fethi zamanı ÜÇ HALİFE DEVRİ
- Emmeviler
- Abbasiler
- Hamdanilar
- Büheyvoğulları
- Mervaniler
- Büyük Selçuklu
- İnaloğulları
- Nisanoğulları
- Hasnkeyf Artukoğulları
- Eyyubiler
- Türkiye Selçukluları
- Mardin Selçukluları
- Timur Hakimiyeti
- Akkoyunlular
- Şah İsmail İdaresi
- Osmanlı