şükran toylarımızın
sesi gelir aşiret çadırlarından
obamız hayran
otağımız kurban
kıl çadırda yer sofrası kalbin
serilmiş razı
serilmiş padişahına kadar
Nur burcunda ciğerim ağarır
külahına dek kufi
ebebulguru
saçlarında nesih yazıtlar
döşlerin kesme bazalt döşeli
mukarnas bezemeli
yazmalarca beklenen yankılarda
kurşunlu kubbelerin
Halilviran köprüsünde hey canım
düşlerin hıçkırır
sazlar kavrulur
yanar sazlıklar
Nevruz neşesi saran köşelerinden
bir firak hüznü
tüttürür dağlar
kavun rayihasına karışır
karpuz burcuları
çörtenlerden bin rahmet damlar
demirciler çarşısı orkestra
sadrı tonozla örtülü
ceylanlar salınır
filintalar ormanında
Kazancılar Hanı mürd
suskun kaya mezarlar
Sultan Şuca çeşmesinde bağrın
bağlanıp budaklansın
yeter ki kapılma
çeper çağın ağına
can akar yolunu bulur
yeter ki solmaya
yaşamak sevincin
iki gözümün goncesi
Bilal Yavuz