Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır bu tarihiyle içinde bir çok ilkleri ve büyüklükleri barındırıyor. Malabadi Köprüsü ve Hikayesi Bu yazımızda ise Dünya’nın en geniş taş kemerli ve UNESCO‘nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Malabadi Köprüsü‘nden bahsedeceğiz.
Silvan ilçesi Batman çayı üzerinde yer alan Malabadi Köprüsü eski dönemde Diyarbakır-Tebriz Kervan yolu olarak kullanılıyordu. Kitabesinde, 1147‘de Timurtaş b. İlgazi b. Artuk tarafından Artukoğulları döneminde kuruluyor. 12.yy Selçuklu dönemi anıtsal mühendislik-mimarlık baş yapıtlarından gösteriliyor.
Dünyanın en büyük taş kemerli köprüsü ünvanınıda 40,86 metrelik mühendislik harikası sivri kemeri ile sahipleniyor. Kuvvetli Mühendis zekası, bulunduğu konuma yerleştirme biçimi ve kemer genişliğinin hesaplanması yapılarak inşa edilen köprü, yaklaşık 9 asırdır kullanılmakta.
Sadece bir köprü değil
Evet, Sadece bir köprü değil üzerinde bulunan Güneş ve Aslan kabartmalarıyla bir anıt özelliği taşıyorken, Bir de içerisinde bulunan odalar ve hela türünün nadir eserlerinden olduğunu kanıtlar nitelikte. Odalar ve hela hâla kullanılmakta.
Aynı zamanda Köprünün adı şiirlere türkülere ve şarkılara konu olmuştur. İşte onlardan biri olan, Selçuk Alagöz’ün 1975’te seslendirdiği Malabadi Köprüsü adlı eser.
Eserde de görüldüğü gibi Malabadi köprüsü bir çok olaya tanıklık edip günümüze kadar taşımıştır.
Malabadi Köprüsü – Xerib ile Fatma’nın Hikayesi
Karşı köyden bir güzele sevdalanan Xerib, Fatma’yı görmek için her gün Malabadi köprüsüne gider. Bir süre sonra Xerib, kızı istemeye gider. Fakat Fatma’nın babası iki sevdalının kavuşmasına izin vermez. Ancak sevdalıların köprüdeki buluşmaları gizlice sürer.
Bir gün Fatma’nın babası durumu fark eder ve gece yarısı köprüde sevdalılara pusu kurar. Silahlar ateşlenir; köprü ortasında iki sevdalı öldürülür. Xerib ile Fatma’nın aşkı üzerine yukarıda dinlediğiniz “Malabadi Köprüsü” türküsü yazılır.
Malabadi Köprüsü’nün Hikayesi
Bad adında genç bir adam nehrin karşı kıyısında yaşayan bir kıza aşık olur. Nehrin üzerinde köprü olmadığı için Bad sevdiği kıza ulaşamaz. İki aşıkta nehrin kıyısından karşı karşıya konuşurlar. Bir gün kız, Bad’ın yanına gitmeye karar verir ama daha karşı tarafa ulaşamadan suya kapılır. Genç adam, tüm aramalarına rağmen kızı bulamaz.
Genç Bad Silvan beyi Meya Fargin’in yanına gider ve ”Sevdiğim kız yanıma gelmeye çalışırken suya kapılıp boğuldu. Gelin burada bir köprü yapalım, insanlar rahatça geçebilsinler, sevdiklerine kavuşa bilsinler”der.
Silvan beyinin adamları köprüyü yarıya kadar yapar ancak köprünün kemer açıklığı İstanbul’daki Ayasofya Camisinin kubbesinden daha büyük olur.Silvan beyi Bad’ı yanına çağırır ve köprünün diğer yarısını yapıp yapamayacağını sorar ona.
Bad köprüyü tamamlayabileceğini söyler fakat beye bir şart koşar. ”Köprünün diğer yarısını tamamlarsam, senin sağ kolunu bilek hizasından keseceğim demiş” Aynı şekilde Silvan beyi de Bad köprüyü tamamlayamazsa onun sağ kolunu keseceğini söyler. Bad köprünün kalan kısmı için çok çalışır ve köprüyü tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. Köprünün ortasındaki kesik el figürünün ise iddiayı kaybeden beyin kesilen elini sembol ettiğini söylenir.
Hikayeleri beğendiyseniz daha önce yazmış olduğumuz Suzan Suzi Hikayesi ve Kırklar Dağı adlı makalemizi okuyabilirsiniz.
Türkiye’de görülecek nadir eserlerden biri olan bu köprü tüm dünya tarafından görülmek istenileceği kessin. Monstar köprüsünü de andırdığını söylemeden geçmeyelim.
Ulaşım içinse Kulp merkeze 20 km uzaklıkta bulunuyor. Kulp merkezden bineceğiniz Batman Veya Köprü otobüsleri sizi oraya rahatlıkla götürecektir.
Bunun gibi nice eserleri içeren Diyarbakır’a birgün gelmeniz ümidiyle…